Menü

Yağ Enjeksiyonu Nedir?

Yağ enjeksiyonu, herhangi bir bölgeden alınmakta olan yağ hücrelerinin başka bir bölgeye nakledilme işlemleri olarak tanımlanabilmektedir. Alınan bölgeler, genel olarak karın bölgesi olabilmektedir. Verilen yağ hücreleri, yeni bölgeler içerisinde yaşamaya devam eder ve orada bir dolgu bölgesi içerisinde görev yürütürler. Yağ enjeksiyonunun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, hücrelerin yaşamaya devam etmesine bağlı bir şekilde sağlamaktadır. Eğer nakledilmekte olan hücrelerin ölme durumu yaşanır ise, birkaç hafta sonrasında dolgu etkileri ortadan kalkmaktadır. Yani ölü yağlar eriyerek etkisini kaybetmektedir.

Yağ enjeksiyonu yapmanın birçok farklı yöntemi ve aleti bulunmaktadır. Temel olarak yağlar, liposuction olarak adlandırılmakta olan enjektörler ile alınarak, başka bir enjektör yardımı ile nakledilerek işlemler sağlanmaktadır.  Bu işlemler için de herhangi bir kesik ya da dikiş gibi bir operasyona gerek kalmadan, yalnızca lokal anestezi yeterli olmaktadır.

Yağ Enjeksiyonu İçin Yağ Nerelerden Alınır?

Yağlar, özel liposuction enjektörleri yardımı ile genel olarak karından alınabilmektedir. Bel ve de kalça bölgeleri, genel olarak yağ alımlarının yapıldığı bölgeler olarak söylenebilmektedir. Liposuction planlanmakta olan kişilerin kol ve bacak bölgelerine alınan yağlar ile yağ enjeksiyonu gerçekleştirilebilir.

Yağ Enjeksiyonu Nasıl Yapılır?

Yağ enjeksiyonu, genel olarak lokal anestezi yardımı ile yapılmaktadır. Bazı durumlar içerisinde genel anestezi içerisinde yapılmakta olan cerrahi işlemlerin, bir safhası içerisinde yer alabilmektedir. Örnek verecek olursak, bir yüz yerme işleminde, yanak bölgesinin yağ enjeksiyonu yardımı ile dolgunlaştırması söylenebilmektedir. Alınmakta olan bu yağlar, özel bazı işlemler ile nakledilecek olan alana, enjektör ile aktarılır. Bu işlemler içerisinde bir kesi olmadığından ötürü iz bırakmamaktadır.

Yağ Enjeksiyonu Kalıcı Bir Dolgunluk Sağlar Mı?

Farklı bir bölge içerisine transfer edilmekte olan yap hücreleri, ne kadar çok o bölgede yaşama gerçekleştirebilir ise, o kadar kalıcı bir etki sağlayabilmektedir. Son zamanlar içerisinde bazı cihazlarla hava ile temas sağlanmasına gerek gelmeden talep edilen bölgeye transfer işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Böylece doku kaybı daha az olmasından ötürü yağların kalma süreleri de uzamaktadır.

Yağ enjeksiyonlarının hyaluronik asit içermekte olan dolgu malzemelerin de kullanılarak dolgunlaştırma işlemlerinden üstünlüğü olması nedenidir. Yağ hücrelerinin hangi oranlar içerisinde canlı kalabileceği, kullanılan malzemeler, yağların alım biçimlerine ve hangi işlemler ile aktarıldığına göre değişkenlik gösterebilmektedir.

Aktarılmakta olan yağlar, ortalama olarak %40 civarı, 6 ay kadar kalıcılık sürdürebilmektedir. Bu nedenle bazı durumlar içerisinde yağ enjeksiyonları tekrar edebilmektedir. Hareketsiz olarak yer alan bölgelerde, bu enjeksiyon işlemlerinin başarı şansları daha fazla olmaktadır. Örnek verecek olursak, yanak bölgesi içerisinde yağ enjeksiyonu işlemleri daha başarılı iken, bacak gibi daha hareket sağlanan alanlarda ise başarı oranı daha az olmaktadır.

Yağ Enjeksiyonu En Sık Hangi Bölgelere Yapılır?

Yağ enjeksiyonlarının en çok uygulanmakta olduğu bölgeler yüz olmaktadır. Aşağıda yağ enjeksiyonu yapılan bölgeleri sıralayacak olursak;

  • Yüzün tamamı ya da bir kısmı, dudak, yanak ve mimik çizgilerinden derin olanlar, yüzde yer alan zayıflık ya da yapı gereği kişiyi daha yorgun bir şekilde gösteren çizgiler doldurularak çok daha sağlıklı bir görünüme kavuşması sağlanır. Dudakların kalınlaştırılması, ağız kenarında yer alan kırışıklıkların doldurularak yol edilmesi ve çeneyi daha fazla büyütme amaçlı olarak da yağ enjekte edilebilmektedir.
  • Kalça, özelikle arkaya doğru bir çıkıntı görünümü sağlamak isteyenler için oldukça ideal olabilmektedir.
  • Kalça, yan kıvrımı bulunmayan hanımlar adına, bu kıvrımların daha sağlıklı bir şekilde oluşturulması amacıyla kullanılmaktadır. Bu şekilde bel çok daha ince bir görünüme kavuşabilmektedir. Ayrıca kum saati olarak adlandırılmakta olan bir görünümün de sağlanmasına yardımcı olunur.
  • Eğer bacaklarda eğrilik var ise, ortadaki kısma yağ enjekte ederek bacakların düzleştirilmesi sağlanır.
  • Meme asimetrisindeki problem durumlarında ise, küçük memeye yapılacak yap enjeksiyon işlemleriyle gerekli asimetrik düzenler sağlanabilmektedir.
  • Ellerde yer alabilecek yaşlanma belirtilerinin düzeltilmesi, el sırtına yapılan yağ enjeksiyonları ile bu bölgede oluşan kırışıklıkların önüne geçmesini sağlayacaktır.
  • Vücut ya da yüz kısmında oluşan çukurların sağlıklı bir şekilde doldurulması, herhangi bir ameliyata ya da kazadaki yüz problemlerinin giderilmesi sağlanabilmektedir.

Yağ Enjeksiyonu Ne Kadar Sürmektedir?

Yağ enjeksiyon işlemleri, ortalama olarak 30 ila 60 saat arasında sürmektedir. Yüz, el gibi küçük bölgelerde lokal anestezi yeterli olmaktadır. Ancak kalça, bacak gibi büyük bölgelerde, yağ miktarının fazla olmasından ötürü genel anestezi kullanılması gerekmektedir.  Lokal anestezi altında bazı bölgelere işlem uygulanıyor olsa da uygun bir ameliyathane alanında yapılması daha iyi olacaktır. Böylece sakinleştirici bulunduran ilaçlar kullanımı ile hastaların konforu daha iyi bir şekilde sağlanabilecektir. Bunun haricinde basit bir işlem olarak görülse de birçok farklı aşamayı içerisinde barındırmasından ötürü, alanın tam olarak steril olması gerekebilir.

Yağ Enjeksiyonu Faydaları Nelerdir?

  • Yağ, tüm insanların vücudunda oldukça bol miktarda bulunan bir malzeme olarak nitelendirilebilmektedir. Dilediğiniz miktarda yağ elde edilebilir. Vücut olarak zayıf bir fiziğe sahip olan hastaların kalça kısımlarında, az miktarda olsa da yağ bulunur.
  • Yağ enjeksiyon işlemlerinin herhangi bir yan etkisi ve zararı bulunmaz.
  • Yağ enjeksiyonu gerçekleştirilen kısımlarda, en az %30 miktarında bir kalıcılık bulunmaktadır.
  • Bu işlemler, birden fazla kez yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
  • Belirli miktar ve sayıda yapılan uygulamalardan sonra, işlemler kalıcı bir hal alabilir.

Yağ Enjeksiyonu İşlemlerinde Çıkabilecek Sorunlar Nelerdir?

  • Alınmakta olan tedbirler ile, olasılık olarak düşük olsa da, her cerrahi işlem için enfeksiyon riskleri az da olsa mevcuttur. Enfeksiyona dair bulgular, işlem bölgeler içerisinde ağrıların artması, kızarıklık, yüksek hassasiyet ya da vücuttaki ısının yükselmesi olarak görülebilir. Çeşitli antibiyotik kullanımları ile enfeksiyon tedavileri gerçekleştirilebilir.
  • Yağların bir kısmı, belli bir süre geçmesinin ardından erimektedir. Bu nedenle dolgunluğun her geçen zaman içerisinde kaybolması görülebilir. Yağların homojen bir biçimde dağılmasından ötürü, yağların erimesi de homojen bir şekilde gerçekleşir. Asimetrik bir görüntü ile yağ kaybı, çok nadir olarak görülmektedir.
  • Uygulanmakta olan bölgelerde herhangi bir hassasiyet ya da uyuşukluk durumları, nadir olarak ortaya çıkabilmektedir. Bölgede sağlanabilecek masaj destekleri ile yumuşama işlemleri, bölgenin daha hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olacaktır.
  • Yüzeysel bir şekilde gerçekleştirilmekte olan yağ enjeksiyon işlemlerinde, bazı renk değişimleri ortaya çıkabilmektedir. Bu durumların düzelme işlemleri oldukça zorludur. Bu nedenle tekrar eden ve yüzeye yakın olarak enjeksiyon işlemlerinden uzak durulması gerekir.
  • Oldukça nadir bir şekilde rastlanmakta olan ve yağların belli bir bölgeye daha çok verilmesi ile, düzgün bir şekilde enjekte edilmemesi gibi koşullarda, belli kitlelerin oluşumları gözlenebilmektedir. Göz kapağı gibi derilerin ince bir şekilde yer aldığı alanlar içerisinde bu durumlar ile çok daha fazla karşı karşıya gelinebilir. Bu durumlar ile karşı karşıya kalındığında uygulanmakta olan tedavi yöntemleri ise, masaj ve de dokudaki ödemin azaltılmasını sağlayan ilaç kullanımları olarak söylenebilmektedir.

Bu şekilde çıkabilecek sorunlar, çeşitli tedavi işlemleri ile hızlı bir şekilde çözülebilmektedir. Ayrıca gerçekleştirilen yağ enjeksiyonu işlemlerinden sonrasında yaşanabilecek bu tür sorunlar, oldukça nadir bir şekilde görülmesinden ötürü, herhangi bir sorun yaşamaya dair endişelerden kaçınılabilir.